Adile Naşit
Şimdi sadece sinemalarda!
Sahnenin sihirli tozunu çocuk yaşta yutmuş, kahkahasıyla nesillerin kalbine dokunmuş unutulmaz bir kadının, Adile Naşit’in yaşam öyküsü...
“Adile Naşit”, izleyiciyi 1930’lardan 1970’lere uzanan duygusal bir zaman yolculuğuna çıkarırken, tiyatro aşkıyla büyüyen küçük bir kızın zorluklarla örülü sanat ve annelik mücadelesine odaklanıyor.
Tiyatrocu bir babanın kızı olan küçük Adile, Direklerarası’nda geçen çocukluğunda sahneye âşık olur. Ne var ki fiziksel görünümü Yeşilçam’ın güzellik normlarına uymaz; sıra dışı yeteneğine rağmen sinemadan dışlanır. Tiyatroda ikinci plan rollerle yetinmek zorunda kalan Adile, sıcacık gülüşüyle seyircinin kalbine ulaşmayı başarır.
Hayatındaki en zorlu rol ise anneliktir. Oğlu Ahmet’in doğuştan kalp hastası olduğunu öğrenen Adile için hayat artık sahnede değil, hastane koridorlarında geçmektedir. Her şeyini feda etmeye hazır olan Adile, oğlunun tedavisi için tiyatro camiasını seferber eder. Dönemin tüm sanatçıları büyük bir dayanışma örneği göstererek el ele verirken, ekranların neşeli yüzü Adile’nin o meşhur kahkahasının ardındaki acı gün yüzüne çıkar.
“Adile Naşit”, dönemin sosyo-kültürel kodlarını, sanat camiasındaki önyargıları, kadınların görünmez çabalarını ve anneliğin derin yaralarını yalın ama etkileyici bir dille anlatıyor. Biyografi türünün ötesine geçerek izleyiciye, bir zamanlar bir yerlerde kaybedilen o sıcacık duyguları hatırlatarak, umutla örülmüş bir veda mektubu bırakıyor.